Hamburg Fenerbahçeliler Derneği Fenerbahçe
30 Temmuz 2025

Kulübümüz ile Chobani arasındaki dev sponsorluk anlaşmasının imzaları atıldı

Hamburg Derneği Kulübümüz ile Chobani arasındaki dev sponsorluk anlaşmasının imzaları atıldı

Kulübümüzün uluslararası vizyonunu güçlendirmesi açısından tarihi bir önem taşıyan bu iş birliği kapsamında 2025-2026 sezonundan itibaren stadımızın yeni ismi ‘Chobani Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’ olurken; sponsorluk, Fenerbahçe’nin uzun soluklu ve yüksek bütçeli iş birliklerinden biri olarak tarihe geçti.
 
Anlaşma, stadyum isim hakkı için 5+5 yıl; forma göğüs sponsorluğu için ise 2+3 sezon şeklinde yapılandırıldı.
 
Başkanımız Ali Y. Koç, Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya ile Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan’ın konuşmacı olarak yer aldığı imza töreninde Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Chobani üst düzey yöneticileri Mehmet Lütfi Kırdar (Shepherd Futures, Başkan), Tarkan Gürkan (Chobani CFO'su), Hatime Ulukaya (Chobani İletişim Direktörü) ve Kulübümüzün profesyonelleri de hazır bulundu.
 
Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan: Türkiye’nin bugüne kadar imzalanmış en büyük sponsorluk anlaşması olan bu iş birliği yalnızca Kulübümüz için değil, Türk sporu için katma değer yaratacak çok önemli bir adımdır
 
1907 Tribünü’nde düzenlenen imza töreninin açılış konuşmasını Genel Sekreterimiz Burak Çağlan Kızılhan yaptı. Sponsorluk anlaşmasının detaylarıyla ilgili bilgiler veren Kızılhan, “Chobani Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’ne hoş geldiniz. Bugün burada, tarihimizin en değerli iş birliklerinden birine imza atmak üzere bir aradayız ve bunun haklı gururunu yaşıyoruz.
 
Ülker ile 2015 yılında başlayan stadyum isim sponsorluk anlaşmamız, 2024–2025 futbol sezonunun tamamlanmasıyla birlikte sona ermiştir. Geçtiğimiz bu 10 yıllık süreçte Fenerbahçemizin pek çok tarihi anına, büyük zaferlerine ve duygusal buluşmalarına Ülker markası eşlik etti.
 
Sporun farklı branşlarında ülkemize sunduğu çok yönlü katkılarla yalnızca Fenerbahçe’ye değil, Türk sporuna büyük destekler sağlayan Ülker Grubu’na; bu vizyoner yaklaşımın mimarı, kıymetli Kongre Üyemiz ve çok iyi bir Fenerbahçeli olan Sayın Murat Ülker şahsında en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
 
Geçtiğimiz sene kasım ayında Yüksek Divan Kurulumuzda sizlerle paylaştığımız gibi; stadyum isim hakkımız için çok kapsamlı ve uluslararası bir çalışma başlatmıştık. Asya’dan Amerika’ya, Avrupa’dan Orta Doğu’ya uzanan pazarlarda, dört büyük ajansla çalışarak, güçlü bir global marka arayışına girmiştik.
 
Stadyum isim sponsorluğu ve Futbol Takımımızın Avrupa forma göğüs sponsorluğu için aylardır devam eden görüşmeler neticesinde dünyanın en hızlı büyüyen gıda markalarından biri olan Chobani ile anlaşma sağladık.
 
2025-2026 sezonundan itibaren 5+5 sezon yani toplamda 10 sene ve her sezon 10.000.000 Euro olmak üzere stadyum isim sponsorluğu ve 2+3 sezon yani toplamda 5 sene geçerli olmak üzere Futbol A Takım Avrupa forma göğüs sponsorluğu için sözleşme imzalanmıştır.
 
2025-2026 futbol sezonu için Futbol A Takımı Avrupa göğüs sponsorluğu bedeli 4.000.000 Euro olarak belirlenmiştir. Devam eden sezonlar, Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi katılımlarına göre değerlendirilecek, minimum 4.000.000 Euro olarak belirlenmiştir.
 
Büyük Fenerbahçe ailemizin bir parçası olan Chobani’ye, ‘Renklerimize hoş geldiniz’ demek istiyorum. Türkiye’nin bugüne kadar imzalanmış en büyük sponsorluk anlaşması olan bu iş birliği yalnızca Kulübümüz için değil, Türk sporu için katma değer yaratacak çok önemli bir adımdır.
 
Bu yüzden Chobani markasının kurucusu Sayın Hamdi Ulukaya’ya sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Sayın Hamdi Ulukaya Amerika’da sıfırdan başlayan hikâyesiyle Chobani’yi bir dünya markasına dönüştürmüş; bununla yetinmemiş, ülkemizdeki girişimcilere destek olmuş, deprem felaketinde kayıtsız kalmamış, mültecilere iş imkânı sağlayan global girişimlere öncülük etmiştir.
 
Bugün, stadımızın yeni adı ile ilk karşılaşmamıza ev sahipliği yapacağız. Büyük taraftarımızı tribünlerimizde ağırlayacağız. Fenerbahçemiz ile büyük taraftarımız buluşacak! Hem Fenerbahçemizi hem taraftarlarımızı hem de evimizi çok özledik.
 
Anlaşma süreci boyunca ilk günden bugüne kadar her konuda çok büyük katkı sağlayan Sayın Mehmet Kırdar’a, kontrat süresi boyunca saat farkı dinlemeden 7/24 destek olan Sayın Tarkan Gürkan’a ve imza sonrası stadımızın kurumsal kimliğinin değişmesinden tüm PR konularında gece gündüz beraber çalıştığımız Sayın Hatime Ulukaya’ya ve tabii ki Sayın Hamdi Ulukaya'ya ve Chobani ailesine bir kez daha sizlerin huzurunda sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.
 
Kulübümüzün sadece bugününün değil, yarınının da güçlenmesini sağlayan, bu stratejik adımın atılmasında en büyük role sahip Başkanımız Sayın Ali Koç’a sizlerin huzurunda sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
 
Sarı lacivert başarılarla taçlanmasını dilediğimiz anlaşmamızın her iki taraf için de hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.” dedi.
 
Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya: Beni Fenerbahçe’me, çocukluğuma, ülkeme böyle getirdiğiniz için, kucak açarak kabul ettiğiniz için minnettarım
 
Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya ise duygu ve düşüncelerini paylaştığı konuşmasında, “Sabah evden ayrılırken eşimle bir fotoğraf çekildik. ‘Herhalde bugünden daha güzel bir gün olamaz’ dedik. Burada sizinle olmak benim için büyük bir onur ve gurur. Bir hikâye anlatacağım, biraz geriye gideceğim. Bu şekilde anlaşılır niye bu kadar özel bir gün olduğu. Daha önce Burak, senin bu Fenerbahçe sevgin, enerjin… Seni uzun zamandır tanımıyorum, Başkan tanıştırdığı zaman tanıştık. O zamandan beri sana olan saygım ve sevgim giderek arttı. Bunu geçen gün bir arkadaşıma söylüyordum. Fenerbahçe’ye hizmet ve gönül veren önemli ve kaliteli yöneticileri dünyanın hiçbir yerinde görmedim. Senin burada olman Fenerbahçemizin bir değeri.
 
Chobani CFO’su burada, Tarkan Gürkan. Tarkan bir İstanbullu, Fenerbahçeli. Tarkan’la 15 yıllık arkadaşız. Sayın Başkanla ilkokul arkadaşları. Herhalde Amerika’daki en değerli, bilgili, çalışkan yöneticilerden biri. Hasta Fenerli. 3 senedir de beraber Chobani’de çalışıyoruz. En değerli, kaliteli yöneticilerimizden biri. Sağımda Mehmet Lütfi Kırdar var. Mehmet Kırdar’ı tüm New York’taki Türk topluluğu çok iyi bilir. Yaklaşık 18 yıllık tanıdığım müddet boyunca eğer bir girişim, gelişim olmuşsa New York’ta Türkiye’ye ait, Mehmet her zaman içinde olmuştur. O şekilde tanıştık. Sonra o da 4 sene önce Chobani’ye katıldı. 17-18 senedir birbirini tanıyan 3 senedir de birlikte Chobani’de çalışan 3 arkadaşız. Hatime de benim yeğenim. Gecesini gündüzüne katıp bize yardımcı oldu.
 
Üçümüz ve Sayın Başkanın bir telefon araması aylar önce bizi buraya getirdi. Ali Koç o lütfu gösterip bizi aramasaydı, bizi değer görmeseydi, bizi ikna etmeseydi bugün burada olmazdık. Daha önce Davos’ta görüşmüştük, New York’ta beraber yemek yiyip sohbet etmiştik Fenerbahçe formalarının etrafta olduğu ofisimizde… Benim ilk tepkim, ‘Olur mu? Chobani Amerika’da. Türkiye’de işimiz yok. Nasıl olur böyle bir şey?’ Sonra o kurt içimize düştü. Mehmet ve Tarkan gülümsedi. Sonra Sayın Başkanın müthiş misavirperverliği, insanlığı… Unutmayacağım bir şey söyleyeyim. Erzincan’ın İliç kasabasına, oradaki çocukluk arkadaşlarıma çok selam gönderiyorum. Onları ilk fırsatta burada maç seyretmeye bekliyoruz. Beraber radyoda ilk maçlarımızı dinlediğimiz zaman, oradan Kadıköy’e radyo aracılığıyla bağlandığımız zaman ve buradaki o müthiş enerjiyi Türkiye’nin en ücra kasabasında iliklerimize kadar hissettiğimiz zaman hep burayı merak ederdik. Ben ilk defa buraya üniversiteye hazırlanırken gelmiştim ve kale arkasından bilet alabilmiştim. Her fırsat bulduğumda geliyordum. Şimdi oradaki arkadaşlarıma buradan selam gönderiyorum. Tüm Türkiye’nin her köşesindeki küçük çocuklara, Fenerbahçelilere… Biz bir araya gelirsek, aklımızı koyarsak ve bu ülkemizin, insanımızın, doğamızın, coğrafyamızın ve tarihimizin bize verdiği kültürel birikimi kendimiz için kullanabilirsek, bir araya gelebilirsek yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Burası halkın stadyumu. Fenerbahçelilerin stadyumu. Ondan büyük bir şey olamaz. Onların hepsini kasabadan buraya davet edeceğim, beraber maç seyredeceğiz.
 
Sayın Başkanla ilk oturduğumuzda yanımda kasabadan çocukluk arkadaşım vardı, öğretmen. ‘Sayın Başkan, Sezai’nin kardeşi acayip bir Fenerbahçeli.’ dedim. Ağabeyine ‘Ara bakalım onu.’ dedi. Kimse yanında yokken, tamamen içinden gelerek o kasabadaki Fenerbahçeliyi aradı ve onunla belki yarım saat sohbet etti. O zaman anladım Sayın Başkandaki o Fenerbahçe derdini, sevdasını. O zaman anladım ondaki büyük insanlığı. O bence Fenerbahçe’yle böyle bir iş birliğine girebilmemizin ilk kapısı oldu. Umarım herkes benim gördüğümü görür; bu Fenerbahçe için yanan yüreği, bu enerjiyi, çalışmayı herkes anlar. Tabii sporda her şey olur. Bunu kabul ediyoruz. Eğer Ali Koç o telefonu etmeseydi, o lütfu göstermeseydi, bize bu eli uzatmasaydı biz de burada olmazdık. Sayın Başkan sana dünya kadar teşekkürler. Umarım hepimiz için, Fenerbahçeliler için, ülkemiz için hayırlı, uğurlu olur.
 
Biz burada bir isim sponsoruyuz. Fenerbahçe’nin sponsoruyuz. Fenerbahçelilerin sponsoruyuz. Onların yol arkadaşıyız. Bundan ötesi yok. 1 ay sonra memlekete gideceğiz, maçlara geleceğiz. Chobani’nin desteği sadece tabela desteği değildir. Biz her noktada her zaman yanınızdayız. Sayın Başkan da açıklar. Bu sezon çok güzel şeylerin olacağını düşünüyorum, hissediyorum. Hislerine çok güvenen birisiyim. Beni Fenerbahçe’me, çocukluğuma, ülkeme böyle getirdiğiniz için, kucak açarak kabul ettiğiniz için minnettarım. Teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
 
Başkanımız Ali Y. Koç: Gerçekleştirdiğimiz bu yeni sponsorluk anlaşması Türkiye’de bir spor kulübünün imza attığı en yüksek montanlı stratejik iş birliklerinden biridir
 
Daha sonra söz alan Başkanımız Ali Y. Koç, anlaşmanın önemi ve detayları hakkında bilgiler aktardı. Başkanımız, “Hamdi Bey’e güzel sözleri için özellikle teşekkür ederim. Burası normalde bu kadar sıcak olmuyor. Herhalde bu iş birliğinin sıcaklığından burası da çok sıcak. Hepiniz terliyorsunuz. Burada çok basın toplantısı yaptık, ilk defa bu kadar sıcak.
 
Saygı değer konuklarımız, Yüksek Divan Kurulu Başkanım, Sayın Hamdi Ulukaya ve ekibi, Yönetim Kurulu Üyelerim, kıymetli Fenerbahçeliler… Bugün burada hepinizin bildiği gibi Türk spor tarihinde benzeri olmayan bir ekonomik ortaklığı ve vizyon birlikteliğini kamuoyuna resmi olarak duyurmak için buradayız. Kısaca söylemek istersem, son derece gururlu ve heyecanlıyız.
 
Bugüne kadar camiamızın değerlerine ve büyüklüğüne yakışır bir iş birliğinde bizlerle omuz omuza yürüyen bir önceki stat sponsorumuz Murat Ülker’e ve Ülker Grubu’na camiamız adına en içten teşekkürlerimi, şükranlarımı sunmak isterim. Başka yerlerde iş birliğimiz, sponsorluklarımız aynen devam etmektedir. Ülker Grubu Fenerbahçe dünyasının her yerindedir. Onlara özellikle teşekkür ediyorum. Bize global bir marka arama konusundaki vizyonumuzu, çalışmalarımıza da ‘Siz gidin bakın, iyi bir şey bulun. Sıkıntı olursa ben buradayım.’ Ve bulabileceğimiz en iyi sponsoru da bulmuş olduk. Hem global hem de gönülden Fenerbahçeli.
 
Hamdi Bey ile ilk Davos’ta tanışmıştık. O zaman ne yöneticiydim ne de başkandım. Benim ilgimi bir şey çekmişti. Bana ilk gösterdiği şey, telefondaki videosunda çocuklarının New York’ta evde Fenerbahçe formalarıyla oyun oynadıklarını göstermişti. Türkiye’den uzak kalmış ama Fenerbahçe’den bir gram uzak kalmamış olması beni çok etkilemişti o zaman.
 
Gururla şunu söylemek istiyorum. Buna da  imkân sağladığı için Chobani Grubu’na teşekkür etmek istiyorum. Gerçekleştirdiğimiz bu yeni sponsorluk anlaşması Türkiye’de bir spor kulübünün imza attığı en yüksek montanlı stratejik iş birliklerinden biridir. Belki de en yükseğidir. Bunun altını çizmek istiyorum. Uzun vadeli bir yolculuk.
 
Stadımıza ikinci defa sponsor alıyoruz. Bu Avrupa’da yeni gelişen bir olay. Dikkat edin çok fazla statta sponsor ismi yoktur. Bizim yaptığımız araştırmalara göre burada yaptığımız anlaşmada Avrupa’da en yüksek seviyede olan anlaşmalardan biridir. Geçen hafta Yüksek Divan Kurulu’nda söyledim, Chobani ve Adidas sayesinde kendi alanlarında rekor sponsorluğa imza attık.
 
Daha da önemlisi, demin Hamdi Bey de söyledi, ‘Bu daha başlangıç’ dedi. Fenerbahçe ve Chobani yani iki dünya markası sadece bugünü değil, geleceği de inşa etmek için el sıkışıyor. Chobani markası ve onun değerli kurucusu Hamdi Ulukaya ile başlattığımız bu yolculuk sadece bir sponsorluk değil bir hayal, bir vizyon ortaklığıdır. Fenerbahçe’ye olan aidiyeti, bu topraklara olan inancı, vizyoner bakışı ve çocukluk hayalinin gerçekleşmesiyle bu anlaşmanın ardındaki itici güç Hamdi Ulukaya olmuştur. Tekrar camiamız adına şükranlarımı iletiyorum.
 
Biz tepede anlaştık. Bir de bu anlaşmanın gerçekleşmesini sağlayan bir ekip var. Onlar da bu masada oturuyor. Yeğeni Hatime Hanım ve ekibi ajansla beraber 4 günde yıllardır olan tüm markalaşmayı bir yerden aldı bir yere çevirdi. Gece gündüz çalıştılar. Onlara teşekkür ediyorum. Mehmet Lütfi Kırdar isminden de bileceğiniz gibi o ailenin mensubu. Kırdar ailesi. Biz aile dostuyuz. Yıllardır tanışırız. Mehmet yıllardır Amerika’da oturdu ama ne tesadüftür ki Mehmet’i ilk Fenerbahçe maçına küçükken ben götürdüm. Nereden nereye, hayat gerçekten küçük. Tesadüfe bakın ki aynı hocadan dayak yediğim kardeşim Tarkan Gürkan da Chobani’nin CFO’luğunu yapıyor. Hepsi de Fenerbahçeli. Böyle tüm yıldızların böyle sıralanması kolay olacak şey değil. Dolayısıyla ekibe de çok teşekkür ediyorum.  
 
Hamdi Ulukaya’ya ve ekibine sadece bir iş ortağı olarak değil, bir yol arkadaşı bir omuzdaş olarak şahsım ve camiamız adına çok teşekkür ederim. Birlikteliğimizin iki marka için de hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
 
Bu anlaşma sadece bir ticaret anlaşması değil bir hayale verilen sözdür. Chobani'nin temsil ettiği girişimcilik ruhu, insan odaklı yaklaşımı, bizim Fenerbahçe olarak taşıdığımız ruhla çok benzerlikler taşımaktadır. Bugün burada attığımız imzalarla sadece mabedimizin yeni ismini açıklamıyoruz. Fenerbahçemizin kendi ayakları üzerinde duran, üreten ve her geçen gün daha da büyüyen bir kulüp olma yolundaki kararlılığının altını kalın çizgilerle çiziyoruz.
 
Sevgili Fenerbahçeliler, sevgili camiam. Biz bu yola çıktığımızda kulübümüzü sadece sportif başarılarla değil, mali disipliniyle, kurumsal yapısıyla, şeffaflığıyla ve itibarıyla da örnek bir yapıya kavuşturma sözü vermiştik. Bu anlaşma o sözün, o vizyonun, o inancın somut bir yansımasıdır. Bu birlikteliği sadece sponsorluk değil, stratejik bir ortaklık ve uzun vadeli bir yol arkadaşlığı olarak görüyoruz ve inanıyorum ki bu başarılı iş birliği ileride çok güzel meyveler de verecektir.
 
Dolayısıyla Fenerbahçemiz global bir marka olma yolunda kararlı bir şekilde adım adım ilerlemektedir. Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en köklü, en güçlü ve en etkili camialarından biriyle iş birliği içerisinde olmak elbette Chobani gibi bir dünya markası için de markanın değerlerini, vizyonunu ve topluma olan bağlılığını yansıtan son derece güçlü bir ortaklıktır.
 
Değerli misafirler, bu anlaşma sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk sporunun geleceğine duyulan güvenin de bir göstergesidir. Bu sezon Avrupa sahnesine çıktığımızda formamızda Chobani ismini taşıyacağız. Aslında biz uzun zamandır, sponsorluk falan söz konusu değilken, ‘İstanbul’a geldiğinizde bir maçta beraber olalım…’ dedik. Takvim uymadı, bir türlü gerçekleşmedi. Ne enteresan bir tesadüftür ki, Hamdi Bey’le burada seyredeceğimiz ilk maçta stadımızın ismi Hamdi Bey’in şirketi Chobani ismi olacak ve Avrupa’da giyeceğimiz Chobani formalarıyla bugün maça çıkacağız.
 
Biliyorsunuz ben batıl inançları yüksek olan biriyim. Bütün yıldızların aynı çizgide olması beni gelecek için de çok ümitlendiriyor. Dolayısıyla sponsorluğumuzun iki tarafa da hayırlı olmasını, Fenerbahçemize şans getirmesini temenni ederim. Fenerbahçe sadece sportif anlamda değil; marka değerinde, ekonomik gücünde ve vizyoner iş birliklerinde de Türkiye’nin öncü bir kulübüdür.
 
Tekrar hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum bize inandığınız için. İnanıyorum ki hep beraber güzel işlere imza atacağız. Yaşasın Fenerbahçe.” dedi.
 
Başkanımızın konuşmasından sonra imzalar atıldı.
 
SORU-CEVAP
 
İmza töreninde daha sonra basın mensuplarının sorularına geçildi. Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya’nın basın mensuplarının sorularına yanıtları şu şekilde: “Bu bir başlangıç. Buna iki boyutlu bakmak lazım. Biri sadece sahaya ve formaya isim değil, daha geniş, katılımcı bir birliktelik bu. En güzel örneği, anlaşma sırasında Sayın Başkanımız, Burak ve bizim ekiple beraber hiçbir zaman pazarlık yapmadık. Nasıl bunu en etkili şekilde bir araya getiririz onun mütaalasını yaptık. Bunlardan biri, biz 1 milyon dolar, Türkiye’nin her köşesinde özellikle deprem bölgesindeki çocuklarımızın, kızlarımızın eğitimi için birliktelik de yaptık aynı zamanda. Bu, Fenerbahçe, Chobani ve Amerika’daki çok değerli, önemli bir kuruluş olan Türkiye’nin en iyi insanlarının, kaliteli insanlarının yönetiminde olduğu Turkish Philanthropy Fund denilen ve deprem sırasında yüz milyonlarca doların ülkemize gelmesini ve çalışmanın devam etmesini sağlayan o organizasyonla beraber senede 1 milyon dolar Türkiye’nin her köşesindeki kararlaştırdığımız konularda girişim yapacağız. Başkanla bunu da konuştum. Fenerbahçe Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı. Böyle bir marka, böyle bir takım, oluşum kolay kolay bir araya gelmiyor. Bu arada bir olur. Beni tanıyanlar bilir ben biraz markacıyım, marka hastasıyım. Sporda olsun, iş dünyasında olsun markalara bakarım. Fenerbahçe böyle bir şey. Dünyada 3 şapka takarım. Bir tanesi Chobani, biri Tent biri de Fenerbahçe. Başka şapka takmam. Futbolun ve sporun dışında müthiş etkisi var. Herkese etkisi var. Bana etkisi oldu. Gelişmemde, büyümemde, dünyaya bakışımda büyük etkisi oldu. Sayın başkanla, yönetimle kararlaştırdığımız tüm konularda Fenerbahçe’nin cevabı her zaman ‘evet’ olacaktır. Biz artık buradayız. Fenerbahçe’yle Türkiye’ye geldik. Henüz işimiz yok, o da gelir, onu da başlatacağız. Fenerbahçe’yle olan birlikteliğimiz uzun ve geniştir. Fenerbahçe’nin sponsorluk bedeli 2-3 sene sonra şundan çok daha fazla olacaktır; dünyanın diğer markaları gelip Fenerbahçe’ye sponsor olmak isteyecekler. O gün gelirse ve o değer yukarı çıkarsa biz ya onu kabul ederiz ya da bir başkasının onu almasına müsaade eder, yardımcı oluruz. Fenerbahçe’nin bence sponsorluk değeri belli bir noktanın üzerine çıkmıştır. Bundan sonra daha da yükseğe çıkacaktır. 
 
Çocukluk aşkı. Geçen gün oğlumla beraber sahadaydım. Fenerbahçe benim için duygusal bir şey. Dünyada yaptığım en irrasyonel şey budur. Yaptığım en güzel şey. Buraya gelmek, sizinle olmak, bu birliktelik dünyanın en güzle şeylerinden biri. Ona paha biçilmez. Bazı şeylere paha biçilir ama buna paha biçilmez.
 
Galiba 1-2 ay içerisinde çok büyük bir açıklamamız daha olacak, Fenerbahçe’nin dahil olduğu. Biz Chobani olarak futbola çok önem veriyoruz. Önümüzdeki Dünya Kupası Amerika’da olacak. Final New York’ta olacak. Biz Amerika’da çok bilinen bir markayız, futbola, ‘soccer’ diyoruz. Büyük bir yatırımımız var. Önce Fenerbahçe. Önce buradan başladık.
 
Ben ve Chobani bundan sonra Türkiye’ye gelecek. Burada çok güzel işler yapabileceğimize inanıyorum. Dünyanın tüm şirketlerine, tüm yatırımcılarına hem Fenerbahçe sponsoru olarak, taraftar olarak hem de Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanı olarak Türkiye’ye yatırım için bundan daha güzel bir zaman olamaz. Bu güzel ülkenin ticari, ekonomik fırsatları dünyanın hiçbir yerinde yok. Beyin, akıl, insan enerjisi, yelpazesi, coğrafyası ve zaman… Çok güzel potansiyelleri olan bir ülke. Bunun içerisinde sporun, sanatın ve girişimciliğin çok büyük önemi var. Bizim geleceğimiz için bunlar çok önemli ve bunları desteklememiz lazım. Dün Sayın Cumhurbaşkanımıza da söyledim, Chobani’nin buraya gelmesiyle beraber konseydeki tüm şirketleri Türkiye’ye davet edeceğiz, burada yatırımlar yapacağız.”
 
Chobani CFO’su Tarkan Gürkan, Türkiye’ye yapılması düşünülen yatırımlarla ilgili, “Uzun zamandır bu tür şeyleri düşünüyorduk. Bir takım gelişmeler var. Bu konularda daha zamanımız var, acele etmeyeceğiz ama önemli markalarla, önemli yatırımlarla, buraya gelmeyi istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
 
Girişimcilik konusuyla ilgili ise Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya, “Girişimcilik üzerine çok konuşuyoruz. Girişimcilik bir ekosistem, bir enerji. Amerika’ya gittiğim zaman 22 yaşımdaydım, İngilizce bilmiyordum, cebimde 3000 dolar vardı. Bugün Chobani’yi başlattıktan 18 sene sonra cirosu 4 milyar doları geçmiş. Amerika’da aklınıza gelebilecek tüm markaların kombinasyonundan daha fazla büyüyen, %30’lar kadar büyüyen, tüm rekorları kıran bir şirketiz. Bunun içerisinde 4 bin çalışan var, %30’u göçmen. Sadece ekonomik başarılarından dolayı değil, sosyal tarafı. Biz biraz normları kırdık. Tüm bunlar Anadolu’nun değerleri. Ben bir iş okuluna gitmedim, bir yerde çalışmadım, tanıdığım kimse bu işleri başlatmadı. Benim bildiğim memleketimizin ve özellikle kasabamızın insan ilişkileri ve o değerler üzerine bir marka kurdum. Gelenlere diyorum ki, ‘Size gerekli olan her şey sizde var.’ Yani insan ilişkilerinden, değerlerden yönetme kapasitesinde gerekeli olacak her şey sizde var. Biz öz olarak kalmalıyız. Fenerbahçe gibi markalar Avrupa’da başarılı olursa, dünya çapında markalarla birlikte olursa bu ekosistem içerisinde her şey bir araya gelmeye başlıyor. Kendi girişimimi devam ettireceğim. Eğer Sayın Ali Koç, yönetim böyle bir şey başlatırsa her zaman gururla içinde olurum.” değerlendirmesinde bulundu.
 
Başkanımız Ali Y. Koç ise girişimcilik konusuyla ilgili, “2018 yılında kulüpleri gezerken seçimden önce Barcelona’da dikkat edilen konulardan biri buydu. Melek yatırımcı olmuştu Barcelona. Futbol ve spor alanındaki teknolojileri, gıda, içecekler vs. nerede şu an bilmiyorum. O bambaşka bir evre. Biz gemiyi yüzdürmek için çetin bir mücadele veriyoruz. Kulüpler olarak melek yatırımcı olabilecek konuma geliyorsak, bu Türk futbolunun mali durumunun çok sağlıklı olduğunu gösterir. Bir gerçek var ki, Amerikan rüyası deniyor. Amerikan rüyasını gerçekleştiren kişilerden biri kendi. İlk yaptığı iş beyaz peynir satmak. Neden? Türkiye’de ailesi peynir satıyormuş. Kapatılmış büyük bir markanın fabrikasını 700 bin dolara alıp oradan bu noktaya gelinmesi… Bu her yerde kolay kolay olmaz. Türkiye’de ne girişimciler var, o bahsettiği ekosistem gelişmediği için takılabiliyorlar. Burada bir kez girişimcilik yaparsın, başarısız olursun, bir daha bankadan kredi alamazsın. Amerika’da başarısız olduğun zaman en büyük tecrübe diye bakarlar. Türkiye’de ekosistem yeterince gelişmedi. Bir gün Fenerbahçe melek yatırımcı olduğunda bilin ki Fenerbahçe uçuyor, gidiyor demektir.” ifadelerini kullandı.
 
Başkanımız Ali Y. Koç’un basın mensuplarının sorularına yanıtları ise şu şekilde:
 
“Hamdi Bey yapacağının çok fazlasını yaptı. Dediği gibi hiçbir şekilde pazarlık yapmadan yaptılar bunu. Biz çok mutluyuz. Transferlere gelince bugün bile bir şeyler olabilir.
 
Mabedimizin Şükrü Saracoğlu ismi devam ediyor. Saracoğlu ailesiyle bu konuda görüşmüştük. Onlar, ‘Sormanıza bile gerek yok’ demişlerdi. Dolayısıyla Chobani ve daha evvelki Ülker sponsorluğuyla o konu birbirinden ayrıdır. Biliyorsunuz çatımızda ‘Mustafa Kemal Atatürk’ yazıyor. Birden fazla başvurumuz oldu, henüz başvurumuza yanıt verilmedi. Biliyorsunuz kamuda 2 ay bir konuya cevap verilmezse tekrar başvuru yapman gerekiyor. Biz birkaç kez başvuru yaptık. Ama nezaketen bir cevap alamadık.
 
Mali şampiyonluktan çok mali bağımsızız demek daha doğru olur. Biz ne şekilde göreve geldiğimizi hatırlıyorsunuz. UEFA’nın raporlarında bu tespit sabit. Geldiğimiz nokta mali bağımsızlığı açıklamak için ramak kaldı. Bu da bazı taraftarlarımızı tatmin etmiyor. Bizim ne şartlarda yaptığımızı diğer kulüplerin ne şartlarda yaptıklarını biraz incelerlerse anlarla. Biz doğru yoldayız. İnşallah mali genel kurul geldiği zaman bizim için en önemli olan, gelirlerimizin %50’sinin serbest bırakılması konusu. Yani gelirlerimizin %50’si bağımsız değil şu an. Çok ciddi faizler ödedik. 133 milyon Euro’ya yakın faiz ödedik. Biz doğru yoldayız. Bu gibi anlaşmalar bizim açımızdan çok değerli. Bugün burada yaptığımız anlaşma belki yarın daha global firmalara Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun kapısını açacak demektir. Herkesin içi rahat olsun. Biz doğru yoldayız. Yaptığımız planlama çerçevesinde mali genel kurulda açıklamalarımız olacak.”
 
Soru-cevap bölümünden sonra Türkiye’nin ünlü ressamı ve Devlet Sanatçısı Devrim Erbil’in Fenerbahçe için yarattığı koleksiyondan bir parça ile imzalı yeni sezon formalarımız Chobani Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya’ya armağan edildi.